Duygularınızla kendinizi tanımaya ve varlığınızı daha derinden anlamak için elementlerin büyülü dünyasının derinliklerine dalmaya hazır mısınız?
Duygular, karşılıksız, tanınmayan ya da artık tanınmayan ihtiyaçların habercisi olarak ortaya çıkar.
Bu nedenle duyguları kontrolsüz bir şekilde yaşamak, bazı duyguları bastırmak, yok saymak ve o duygu hiç yaşanmamış/yaşanmamış gibi geçip gitmek insanın kendisine verebileceği en büyük kayıplardan biridir.
Çetin Çetintaş, yeni kitabı Duyuların Efendisi’nde iyileşmeyen duyguların neye mal olabileceğini ve nasıl önlenebileceğini anlatıyor.
Yönetilemeyen, ihtiyaçları anlaşılamayan, yeri geldikçe yaşanan duygular ve bu duygular nedeniyle yaşanan tüm fiziksel ve ruhsal sonuçlar günün sonunda hem vücut sağlığını hem de yaşam kalitesini bozar. . Buradaki kilit nokta, zihnin ihtiyaçlarını doğru bir şekilde belirlemeyi ve yönetmeyi öğrenmek… Bu sayede hayatımızın yönünü belirliyoruz.
Haber kaynakları olarak duygular
Duygularımız haber kaynaklarıdır. İç dünyamızdan ve çevremizdeki dünyadan gelen bir dürtü-tepki sıkıntısı olarak ortaya çıkarlar ve en önemlisi ihtiyaçtan doğarlar. Hiçbir duygu tesadüfen, tesadüfen, boşuna, sebepsiz yere yaratılmaz, hissedilmez.
Duyguları deneyimlemekten çok, görebilmek ve yönetebilmek değerlidir. Bu şekilde yaşanan duyguların ağır fiziksel ve zihinsel maliyetleri vardır.
Zamanla insanın karakterine dönüşen duyguların çöplüklerinden kurtulmanın elbette çok güçlü yolları var.
Sayfa: 208
hayatın tarafını belirlemek
Bunun için elementlerin gücünden faydalanmak çok gerçek bir seçimdir. Her duygu bir elementi temsil eder ve yeniden doğduğu elementin kuralları ile dengelenir.
Bu kitap sadece yaşam kalitesini yükseltmeye değil, aynı zamanda yaşamın yönünü belirlemeye odaklanmış bir öğretmendir.
